Sağlık Hukuku
Sağlık Hukuku, sağlık hizmeti alanını, hizmeti sunanlar ve hizmetten yararlananlar açısından özel hukuk, ceza hukuku ve idare hukuku bakımından incelemektedir. Sağlık hizmeti alanında tıbbi bilgi ve teknolojinin gelişmesine paralel olarak değişim ve gelişim gösteren sağlık politikaları ve bu doğrultuda değişen ve gelişen sağlık mevzuatı ile sağlık hizmetinin kamu hizmeti niteliği, bilim dalı olarak “Sağlık Hukuku”nun önemini artırmaktadır.
01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunuyla sağlık kurum ve çalışanlarının sorululuğu artmıştır. Yeni Ceza Kanunu ile getirilen yenilik ve değişikliklerin sağlık hukukuna yansıması, sağlık mevzuatımızdaki diğer kanun ve düzenlemelerle ilişkisi irdelenirse oldukça ağır sorumluluklar geldiği görülür.Sağlık çalışanına daha önce hep meslek ve sanatta acemilikten yani taksirle işlenebilen suçlardan dava açılırken artık kasten işlenen suçlardan da dava açılabilecektir. Çünkü 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunuyla kastın bir çeşidi olan olası kast terimi getirilmiştir. Olası kast, failin istemediği neticenin meydana gelebileceğini öngörmesi ama engel olmaması,kabullenmesi halidir. Kasten işlenebilen suçların olası kastla işlendiğinin tespiti cezada indirim sebebidir. Çünkü: fail bilerek ve isteyerek(doğrudan kastla) değil, istemediği sonucun gerçekleşebileceğini öngörerek(olası kastla) hareket eder.
5237 Sayılı Ceza Kanununda sağlık çalışanının en çok muhatap olacağı diğer suçlar ise taksirle müessir fiil ve adam öldürmedir. Çünkü sağlık çalışanının gerek tıbbi müdahaleden gerekse diğer sağlık hizmetlerinden dolayı verdiği zararların çoğu, dikkat ve özen eksikliğinden kaynaklanır. Yeni kanunumuzla bilinçli taksir terimi getirilmiştir. Yani failin istemediği neticenin oluşacağını öngörmesi ama oluşmayacağına inanarak engel olmaması halidir. Bu halde cezada artırım sebebidir.